PHUKET TAYLAND
12:20Rotamızı Nasıl Belirledik?
* Aklımızda çocuk yapmadan önce gidilmesi gereken birkaç destinasyon vardı. Bunlardan biri de Tayland’dı. Tabii ki çocukla da gidilebilir ancak gece hayatıyla meşhur bir yere gidip o eğlenceye katılamamak çift olarak bize uygun değil. Neticede insan yeni bir yere gittiğinde o yere özgü ne varsa görmek,yemek,içmek vs. istiyor.
*Kesinlikle Avrupa’ya kıyasla çok farklı bir kültür: inanç,mutfak,yaşam tarzı her şeyiyle bir kere de olsa gezip görmeye değer.
* Bir diğer sebebimiz de yazı çok özlemekti kış ortasında gidip kısa süreliğine de olsa yazı yaşamak istedik.
Uçak Biletlerimize Ne Kadar Ödedik?
Uzun uzun her havayolu şirketini araştırdıktan sonra en uygun fiyat olarak FLYDUBAİ havayolu şirketinden biletlerimizi aldık. iki kişi Bangkok gidiş-dönüş 950 Dolardı. ( O günün kuruyla 3200TL civarı yapıyordu)
Normalde Türk Hava yolları da gidiyor (aktarmasız) ancak fiyatları neredeyse iki katıydı. Bizim zamanla ilgili bir sıkıntımız yoktu o yüzden aktarmalı gitmek çok da sıkıntı değildi açıkçası daracık koltuk mesafeleriyle 10-11 saat yol ara vermeden hiç çekilmez gibi geliyor, çünkü ben ne kadar istesem de yolculukta gram uyuyamıyorum. Yorgun düşer de insan uyuyakalır ya o da yok. Bu sebeple benim için aktarma olması, arada birkaç saat yürümek çok iyi geldi bana.
Bangkok’a indiğimiz gibi 2-3 saat sonrasında Phuket’e aktaracak şekilde de Bangkok Airlines gidiş, Thai Lion havayolu ile dönüş olacak şekilde biletlerimizi aldık. Bunlara da toplamda 550 TL ödedik. (Gidiş-dönüş iki kişi)
Biletlerimizi almak için Skyscanner sitesini kullanıyoruz. Tarih aralığınız genişse tüm ayı görüntüle deyip daha uygun uçuşları kendiniz de seçebilirsiniz.
KONAKLAMA
Booking sitesinden uzunca incelemeler sonucunda hem temiz hem uygun fiyatlı en uygun yerleri bulmaya çalıştık. Otelde sadece uyumak için vakit geçireceksek kesinlikle çok para vermekten yana değiliz. Nitekim 13 gece toplamda iki kişi 1600 TL civarı konaklama (yalnızca oda) için ödedik. Tayland’da her bütçeye uygun otel bulmak mümkün ve çok fazla seçenek var. Şehirleri ayrı ayrı ele alırken yine kalınabilecek bölgeleri sizlerle paylaşacağım.
Bu arada Tayland para birimi Baht yazıda çokça geçecek güncel kura göre 100 Baht yaklaşık 11 TL’ye tekabül ediyor. Genellikle yüzlü ve binli sayılarla haşır neşir olacaksınız o sebeple yüz üzerinden hesaplamak çok kolay oluyor.
PHUKET
Phuket Tayland’ın güneyinde yer alan güzel kumsalları ve meşhur adalara kolay ulaşımıyla ünlü sahil şehri. Bizim de uzun bir yolculuk sonrası ilk durağımız.Phuket Old Town( eski şehir) dedikleri yerde neredeyse hiçbir şey yok, en hareketli ve konaklamaya değer nokta PATONG bölgesi.
Burada gündüz plajlarda vakit geçirebilir, turlara katılabilir geceyse eğlenceye dahil olabilirsiniz.
Öncelikle Bangkok’a indik pasaport kontrolü sonrası iç hatlara geçip Phuket’e doğru yola çıktık.Pasaport kontrolü sırasında sadece Türk,Pakistanlı, Hintli gibi milletleri kenarı çekip sorgularcasına sorular sormaları ve ardından lütfederek kapı vizesini elimize tutuşturup yollamaları sinirlerimizi çok bozdu. Açıkçası bu karşılamayla Tay halkına karşı bir kuruldum ve bu son olmayacaktı.
Bangkok’da iki havaalanı var siz de biz gibi direkt Phuket’e aktarma yapacaksanız biletinizi alırken indiğiniz havaalanı ile aktarma yapacağınız havaalanının aynı olmasına dikkat etmenizi tavsiye ederim. Çünkü aralarındaki mesafe taksiyle bir saat.
Tüm pozitifliğimizi takınıp Phuket için uçağa bindik.Günün erken saatlerinde Phuket Havalimanı’na indik. Patong sahili, havalimanına 45 dakika civarında o yorgunlukla otobüsle uğraşmak istemedik ve ilk pazarlık deneyimimizi de orada yaşamış olduk. Dilerseniz otobüsle kişi başı 180 Bahta da Patong’a ulaşmanız mümkün. Taksi ise 800 Baht, biraz pazarlık yapınca fiyatı indiriyorlar. Biz de bunu bildiğimiz için kafamızda belirlediğimiz 500 Bahta anlaşmaya çalıştık. Önce yok mok dediyse de sonra tamam dedi ve atladık arabaya. Tam otelin önüne geldik ve parayı uzattık ki adam tutturmaz mı ben size 600 demiştim diye,bir de pis pis sırıtıyor. 500’ü uzatıyoruz,almıyor. Tamam o zaman hiç almıyorum diyor ama arkamızı dönüp gitsek ne yapacağı belli değil. Yolda bir şeyler satan insanlara ben bunlara böyle dedim bana paramı vermiyorlar diye bağırıyor. El mecbur yüzüne söylenerek verdik bir 100 Baht daha ve gitti. Mesele tabii ki 5-10 lira hesabı değil orada böyle adice tamam deyip sonra sırıtarak aptal yerine koyması. Daha iner inmez en aşağılık adama denk geldik şansımıza ama neyse ki bir daha böyle bir şey yaşamadık. Bu benim Taylara ikinci kuruluşumdu ve yine bitmeyecekti.
Taksici şokunu üzerimizden atmaya çalışarak otelde erken check in yaptık. Neyse ki iyi niyetli davranıp bizim odamız hazır olmadığı halde uyuyup dinlenmemiz için 3-4 saatliğine başka bir oda verdiler ve yol yorgunluğunu biraz da olsa üzerimizden attık.
Otelimiz Arya Boutique Room kaldığımız odanın fotoğrafları aşağıda mevcut.
Otel çok eski olmasına rağmen,mobilyalar boyanıp yenilenmiş. Temizlik gayet iyiydi. Her gün nevresimleri,havlulari değiştiriyorlar. Kurulan gece pazarına çok yakın, barların olduğu Bangla Road’a ise yürüme mesafesinde. Fiyatı ise oldukça ekonomik. Özellikle biz gibi sadece uyumak amaçlı odanızı kullanacaksanız konaklamaya çok para vermeye değmez.
Kendi odamız hazır olunca uyur uyanık oraya geçtik biraz daha uyuyup daha sonra kendimizi dışarı attık. İlk durağımız otelimize çok yakın olan gece pazarıydı. Burada çok geniş bir yiyecek alanı kuruluyor Tayland mutfağına özgü her şeyi bulmanız mümkün. Ayrıca bir de kıyafet ve hediyelik bölümü var, kıyafetler genelde ucuz, kalite olarak çok da iyi değil. Bu tarz alışverişinizi Bangkok’a bırakmanızı öneririm.
Tüm tezgahları dolaştıktan sonra gözümüze kestirdiğimiz bir tezgahtan deniz ürünlü Pad Thai (içeriği: noddle,deniz ürünleri,soya filizi,kaju,soya sos vb) sipariş ettik. Phad Thai porsiyonları burada 100 Baht civarı. Thai mutfağının en sevdiğim yemeklerinden oldu diyebilirim.
Bunun dışında Mango Sticky Rice diye sattıkları ve kendilerinin de çok yediği mango, pirinç lapası ve tatlı bir sosu üstüne gezdirdikleri bir atıştırmalıkları var.
Bu tezgahlarda çok lezzetli sushileri bedavadan biraz pahalı fiyatlara yiyeceğinize emin olabilirsiniz. ( tanesi 70-80 kuruş şaka gibi)
Meşhur meyvelerin dövülerek yapıldığı Thai usulü dondurma, hindistan cevizi içine dondurma,çeşitli tatlılar, birbirinden lezzetli tropik meyveler yine bu tezgahlarda karşınıza çıkacak.
Ayrıca Bangla Road'a çok yakın no:6 diye esnaf lokantası tarzında minik bir restoran var orada da bir akşam yemenizi tavsiye ederim. Nitekim gittiğinizde önünde kuyruk olduğunu zaten göreceksiniz yemekleri de lezzetli ve oldukça uygun fiyatlı.
Tayland geziniz boyunca her köşe başında meyve soyup satan teyzelerle karşılaşacak, evde meyve soyan anne eksikliğini hiç hissetmeyeceksiniz. Meyvelerden favorilerim: mango, passion fruit(çarkıfelek meyvesi),papaya,hindistan cevizi,dragon fruit ve her zaman çok severek tükettiğim ananas.
Bunların dışında merak ettiğimiz her meyveyi denedik biri hariç. Tay halkının çok sevdiği ama kokusu nedeniyle otellere dahi sokmanın yasak olduğu durian meyvesi. Bir şeyin kokusu beni cezbetmiyorsa onu yemek için zaten kendimi zorlamam ama siz denemek isterseniz çürük soğan kokulu bu meyveyi yine tezgahlarda bulabilirsiniz.
Yemek sonrası Bangla Road’a uğradık önce oradaki tur firmalarını gezip gelecek günlerde katılmak istediğimiz turları belirledik. Bu sırada garip bir tur satıcısına denk geldik daha ilk fiyat aldığımız yer ve indirim yaptığını söyleyerek aşırı yüksek bir fiyat verdi. Biz de teşekkür edip ayrılıyorduk ki arkamızdan ‘Neden almıyorsunuz?’ diye seslendi, biz de biraz daha fiyat araştıracağımızı söyledik. Söylemez olaydık adam yüzümüze hakaret etmeye başladı. Bu deneyimle de hiçbirine bir açıklama yapmamak gerektiğini öğrendik ve ben bir defa daha Taylar’dan nefret ettim diyebilirim.
Phuket etkinlik bakımından çok zengin. Pek çok adaya buradan günü birlik turlarla ulaşabiliyorsunuz. Yine isterseniz limandan kalkan teknelerle kendi imkanlarınızla istediğiniz adaya gidip konaklamanız da mümkün. Mutlaka görülmesi gerekenler diye düşündüğümüz iki farklı ada turu seçtik kendimize. Bunlardan biri Phi Phi adaları, diğeri ise James Bond adası turu.
Ada turları dışında çok sevdiğimiz filleri görmek, onları besleyip, sevmek amacıyla aldığımız ancak sonrasında çok pişman olduğumuz fil gezisini satın aldık. Maalesef bu konuda çok çok üzgün ve pişmanım hayvanların kullanıldığı hiçbir etkinliğe katılmama kararı aldık bu nedenle ’Tiger Kingdom’ ve ‘Fantasea’ şova gitmedik. Tiger Kingdom’da boy boy kaplanları görebilir, hatta onlara çokça yaklaşıp dokunabilirsiniz. Fantasea ise fillerin kullanıldığı,dansların vs yapıldığı büyük bir şov.
Bunlardan başka:
SIMON CABARET: Ladyboyların yaptığı danslı,şarkılı şov. Biz buna da katılmadık.
Yine yılanların,timsahların,maymunların vs kullanıldığı pek çok şov var yani anlayacağınız genelde hayvanları kullanıyorlar.
Bir de çoğu barda kapalı kapılar ardında yapılan yetişkin şovları mevcut, sokakta dolaşırken’ Ping Pong Show’ diye bolca karşınıza çıkıp sizi onlara yönlendirmeye çalışacaklar. Uğramak isterseniz her yerde olduğu gibi burada da pazarlık yapmak gerekiyor.
Tüm tur şirketlerini dolaşıp en uygun fiyat vereni bulduktan sonra satın aldık. Biz belirttiğim üç etkinliğe iki kişi toplamda 5000 Baht ödedik ama bu fiyata düşmek için de epey dil döktük.
James Bond Adası Turu:
Sabah 7’de otelimizden servisle bizi aldılar ve yaklaşık bir saat kadar teknenin kalkacağı limana doğru yol aldık. Genellikle üç farklı seçeneğiniz oluyor bildiğimiz tekne, hız botu ve geleneksel bot . Hızı ve güvenliği en düşük olan geleneksel bot bu sebeple onu pek tavsiye etmediler.
James Bond adası filmle birlikte bu adı almış mini minnacık bir ada, buraya varmak için tekneyle yaklaşık 2 saat kadar yol aldık. Yol üstünde James Bond adasındaki meşhur kayaya benzettiğimiz pek çok başka kayalık da gördük. 2 saat gitseniz de manzara harika olduğu için bu size pek uzun gelmiyor. Turlarda çay,kahve,kola,gazoz sınırsız ücretsiz.
İki saatin sonunda adaya vardık ve bir de ne duyalım: ‘ Sadece yarım saatiniz var, ada çok minik zaten gezersiniz.’ dediler. Evet ada cidden minik, gezmede sıkıntı yok ama binlerce insan yığılmış fotoğraf çekmek imkansız gibi bir şey. Zar zor da olsa insanların kadraja girmediği birkaç kare alabildik. Sonra koşa koşa tekneye bu duruma tek söylenen biz değiliz tabii herkes çok kızmış. Neyse tura aynen devam ettik, yol boyunca görsel şölen devam etti çok güzel bir mağara içine kanoyla girdik ama buraya fotoğraf makinesi almak mümkün değil kano pek de güvenli değildi. Buradan sonra ‘Ne saçma bir yere geldik yahu!’ dediğimiz bir mağara önüne geldik. Adı İce Cream Cave ,mağaranın içi bizim ülkemizde çokça alışkın olduğumuz karstik kayaçlardan oluşuyor ve dize kadar su içinde içinden yürünüyor. Nereye çıkacağız diye merakla beklerken mağara içinde bir ormana çıktı yolumuz.
Buradan meşhur Maymun Adasına geçtik ancak bir tane bile maymun göremedik bu da bizim şanssızlığımız.
Bunun haricinde yemeği teknede yedik, gayet çeşitliydi fena da sayılmazdı. Yemek sonrası karpuz, muz, ananas üçlüsünden oluşan sınırsız meyve ikramı yemek olmasa da olur diye düşündürttü ister istemez.
Başlangıç noktamıza dönüş sonrası yine servislerle otellerimize bırakıldık.
Görebileceğimiz en güzel adaları bu turda gördük diye düşünüyorum. Bir önceki güne göre çok daha eğlenceliydi. Bu defa hız botuyla yolculuk yaptık, önce Koh Khai adasına uğradık harika su içinde minik renkli balıklarla yüzme fırsatı bulduk. Daha sonra Leonardo Di CAprio’nun The Beach filminin çekildiği Maya Bay’e uğradık,tek kelimeyle harikaydı. Son olarak Phi Phi Don adasına uğrayıp burada 2saat kadar vakit geçirdik. Bir daha Phuket’e gitme fırsatımız olursa 2-3 gün ayırmayı düşündüğümüz yer oldu burası. Öğle yemeğini burada Müslüman bir restoranda yedik,özellikle tavuğu orada yediğimiz en lezzetli yemeklerden biriydi.
* Paradise Beach Club
Paradise Beach: Patong’a 13 km uzaklıkta yer alan özel bir plaj burası. Tuktuklar gidiş dönüş 800 Baht istiyor. Biz 300 Baht’a tüm gün scooter kiralayıp gittik.Trafiğin ters akması ve bizim de alışkanlıkla ters yöne gitmelerimiz pek heyecanlı anlar yaşattı açıkçası ama yine de kendinize güvenmiyorsanız böyle bir şey yapmayın derim çünkü trafik oldukça yoğun, akış bize göre ters gece dolaşırken kaza yapmış her tarafı sargı içinde pek çok turist çift görmeniz mümkün. Çok şükür ki bunlardan biri olmadık.
Paradise kumsalına giriş ücretsiz, girişte çanta kontrolü yapılıyor. Kesinlikle içecek, yiyecek sokmak yasak ancak içeride geçirdiğiniz vakit boyunca kimse yanınıza gelip bizim ülkemizde olduğu gibi sürekli ne yersin ne içersin diye sormuyor. Şezlonglar , şemsiyeler,duşlar her şey ücretsiz. Yemek olarak biftekli hamburger ve kola istedik iki kişi 870 Baht ödedik. Standarda göre biraz daha yüksek fiyatları ama tatları güzeldi ve öyle bir yer için oldukça uygundu.
Aklınızda olması gereken bir başka şeyse çoğu yerde kredi kartı geçmiyor ya da belli bir tutarda alışveriş yapmanız gerekiyor. Örneğin Paradise Beach’de minimum 1000 Baht harcamanız gerekiyor.
Son günümüzü burada keyifle geçirdikten sonra ertesi sabah kahvaltı sonrası havalimanına gidip Bangkok’a doğru yola çıktık.
Bangkok yazısı çok yakında!!!! :)
Anfo
0 yorum